İnşaat & Gayrimenkul
Endüstrileşmenin bir getirisi olarak üretim kabiliyetlerindeki gelişme, zaman içinde gelişen teknolojiyle birlikte yapı uygulamaları içinde bir yükselişe sebep oldu. Dünyanın hemen her bölgesinde değişim geçiren inşaat sektörü, yeni çağın ihtiyaçlarına göre gelişmeye, değişmeye ve dönüşmeye devam ediyor.
Türkiye’de ekonominin en önemli başlıklarından biri olan inşaat sektörü birçok alt sektörden oluşmaktadır. 170’den fazla alt sektörü harekete geçirerek, büyüme ve istihdam üzerine etkisi bakımından önemli bir makro ekonomik büyüklüğe sahiptir.
Her sektörde olduğu gibi inşaat ve gayrimenkul sektörü de bugünün teknolojik gelişmelerine bağlı olarak, insanların beklenti ve ihtiyaçlarına göre şekilleniyor ve yaşanan dönüşüme ayak uydurabilmek için; doğru insan gücü, doğru makine gücü, doğru malzeme kullanımı ve enerji tasarruflu dinamik bir yapı gerekiyor. Geleneksel yöntemlerin geride bırakılmasıyla yeni nesil akıllı binalara ve tesislere olan talep artıyor. Özellikle fabrikalar, kritik tesisler, hastaneler, oteller, kamu binaları gibi yüksek önem arz eden yapılarda ‘verimlilik’ sağlaması da önemli bir kıstas olarak karşımıza çıkıyor.
Önceki yıllarda bu yapıların uzun ömürlü olması en temel kıstasken şimdi uzun ömürlü olmasının yanı sıra verimli ve sürdürülebilir yapılar olması gibi 2 yeni beklenti de yüksek önem arz ediyor. Yeni nesil yapılardaki bu üç temel beklentinin karşılanabilmesini sağlayan 2T yani teknoloji ve tecrübe sayesinde ise uzun yıllar işleyen, yüksek performanslı yapılar hayata geçiyor.
Yarınları değiştirecek her şeyin çatısını oluşturan inşaat ve gayrimenkul sektörü; kendi kendini besleyen, büyüten ve rekabet arttıkça değerlenen bir sektör olarak ülkelerin büyümesine de katkı sağlıyor.