Dünya Kupası’ndan Amerika Pazarına
Milliyet / Ekim 2022
Faaliyet gösterdiği her alanda teknoloji odaklı çözümler üreten Açık Holding hem Türkiye’de hem de yurt dışındaki gelişmiş pazarlarda büyümesini sürdürmeyi hedefliyor.
Katar’daki FIFA 2022 Dünya Kupası’nda iletişimin kesintisiz sağlanabilmesi için görev üstlenen Açık Holding savunma sanayiinde üretim ve satış için de ABD pazarına girmeyi planlıyor.
Telekomünikasyon ve bilişim teknolojileri, havacılık ve savunma sanayii, inşaat ve gayrimenkul, operasyonel teknolojiler, sağlık teknolojileri, turizm alanlarında faaliyet gösteren Açık Holding’in 7 ülkede lokal şirketleri olmak üzere 20 ülke ile ticareti bulunuyor. FIFA 2022 Dünya Kupası’nda iletişimin kesintisiz sağlanabilmesi için iletişimi sağlayan ve sistemlerin kalitesini artıran çalışmalar yapan holding savunma sanayii alanında üretim ve satış için Amerika pazarına girmeyi de hedefliyor. Açık Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Açık, holdingin gelecek hedeflerini ve faaliyetlerini anlattı.
Açık Holding olarak 2022 yılı nasıl geçti, 2023 için beklentileriniz nelerdir?
Geçtiğimiz 2.5 yıl, pandemiden dolayı pek çok sektörde belirsizlik yaşanmasına sebep olsa da dayanıklılığımızı inşa etmemize ve büyüme fırsatlarını değerlendirmemize olanak sağladı. 2022 yılı ise bu süreçte imzalarını attığımız birçok işi hayata geçirdiğimiz, başarılı bir yıl olarak devam ediyor. İlk 9 ayı planladığımız çerçevede geride bırakırken yılın geri kalan son çeyreğini de hedeflerimize yakın tamamlayacağımızı öngörüyorum. 2022 yılı kendi içinde birçok stratejik hedef barındırsa da 2023 yılında gerçekleştirmek istediğimiz büyük adımların önemli bir parçası. 2022 yılında sağlık ve turizm alanında yatırımlar yaparak faaliyet alanımızı genişlettik.
Ayrıca teknoloji ve inovasyona yönelik yatırımlarımız ve ihracat pazarlarındaki gücümüz sayesinde ihracatımızı 3 katına çıkardık. 2023 için ise hedefimiz mevcut şirketlerimizde derinleşmek ve cirosal büyüklüğümüzü yüzde 50 artırmak.
Yeni yatırım planlarınız var mı?
Daha önce yapılmamış olanı yapmayı,
insana ve geleceğe değer katmayı çok
önemsiyoruz. Örneğin, havacılık ve
savunma sanayii sektöründe kişisel
koruyucu ekipman için ciddi bir Ar-Ge
yatırımı yaptık. Bunun sonucunda daha
önce ithal edilen ürünlerin ihracatını yaptık
ve hem kendi ordumuza hem de dünya
çapındaki ordulara hizmet sağladık. Yıllardır
yurt dışından ithal edilen koruyucu başlık,
yelek gibi kişisel koruyucu ürünler ve hava,
kara, deniz araçlarında platform zırhlaması
gibi ürünleri kendi ülkemizde ürettik;
böylece hem teknik hem de ticari olarak bu
alanda dünyadaki en iyi 3 şirket arasında
yer almayı başardık.
Bu yıl yeni yatırım olarak ilk defa Infinity
Regenerative Clinic ile sağlık sektörüne
girdik. Yine farklı sektörde bir yatırım
olarak turizmde de yer aldık ve Serban
şirketimizle inşa ettiğimiz DoubleTree by
Hilton Çanakkale’yi açtık. Otelin işletmesini
de kendimiz yapıyoruz. Turizm sektörü
teknolojiye, kaliteye ve global standartlara
açık yapısı sebebiyle yatırım yapmaya
devam edeceğimiz bir alan. Çanakkale’den
sonra rotamızı İstanbul’a çevirdik ve
Sultanahmet’te yapmayı planladığımız özel
konseptli bir otel için kolları sıvadık.
Yurt dışı ve yurt içi büyüme hedefleriniz nelerdir?
Açık Holding olarak bugün itibarıyla
6 ana sektörde, 22 şirket ve 2500'ü aşkın
çalışma arkadaşıyla uluslararası alanda
faaliyet gösteriyoruz. 7 ülkede lokal
şirketlerimiz, toplamda 20 ülke ile de
ticaretimiz var.
Türkiye’nin dışında, özellikle
telekomünikasyon alanında
Almanya, İngiltere, Katar, Kazakistan,
Azerbaycan, Singapur’da operasyonlarımız
var. Yurt içine ve yurt dışına yönelik büyüme
hedeflerimiz çerçevesinde firmalarımızı
merkezde güçlendiriyor; sonrasında
regüle pazarlara öncelik vererek İngiltere,
Almanya, Katar gibi halihazırda güçlü
olduğumuz ülkelerde derinleşiyoruz.
Yarının dünyası için yurt içi ve yurt dışı fark
etmeksizin talebin olduğu doğru yerde,
doğru konumlandırmayı yapmak için
çalışıyoruz. Özellikle bu yıl sürdürülebilir
büyüme stratejimiz kapsamında önemli
bir adım daha attık ve merkezi Kaliforniya,
ABD’de bulunan Shaxon Industry’i satın
aldık.
Faaliyet gösterdiğiniz
sektörlerdeki hedefleriniz nelerdir?
Bulunduğumuz tüm sektörlerde
önceliğimiz; sürdürülebilir bir yaşam için
uzun vadede değer yaratacak bir yaklaşım
ortaya koymak. Telekomünikasyon
alanında, bulunduğumuz ülkelerde proje ve
ciro büyüklüğüne odaklanacağız. Savunma
sanayiinde üretim ve satış anlamında
Amerika pazarına girmek hedefimiz var.
Operasyonel teknolojiler sektöründe
faaliyet gösteren şirketimiz Boreas
Teknoloji’de veri merkezi ürün yelpazemizi genişleterek üretim kapasitemizi 10 katına
çıkarmak hedefiyle yatırım yapıyoruz;
2023’te bu yatırımı tamamlayacağız.
Sağlık sektöründeki yatırımımızı
büyüterek yurt içinde ve yurt dışında farklı
lokasyonlarda merkezler açma planlarımız
var ve bu konuyla ilgili görüşmelerimiz
aktif olarak devam ediyor. Amiral gemimiz
olan Mikrolink firmamızı 2024 Mayıs
ayında borsaya açmayı planlıyoruz; bunun
için de 2023 yılında tüm hazırlıklarımızı
tamamlamak istiyoruz.
Türkiye’den dünyaya açılan bir holding olmanın önemini nasıl açıklarsınız?
22 yıl önce Türkiye’de Mikrolink şirketimizi kurarak baz istasyonu kiralama işine girdik ve sonra bu baz istasyonlarının kurulumunu yaparak devam ettik. Yaptığımız her işi dünyanın her yerinde aynı standartta yapabilecek altyapı ve sistemleri kurduk, dünyaya açılma planlarımız için adım adım ilerledik. Şu anda tüm dünyanın konuştuğu FIFA 2022 Dünya Kupası’nda iletişimin kesintisiz bir şekilde sağlanabilmesi için iletişimi sağlayan ve var olan sistemlerin kalitesini artıran çalışmalar yapıyoruz.
Katar’ın bu organizasyon için yaptığı yatırım ve hazırlıklar düşünüldüğünde bu etkinlik için Mikrolink markamızı seçmesi başarımızın önemli bir göstergesi. Her ne kadar Katar’da 4 yıla yakın süredir yerel şirketler gibi çalışıp, projeler gerçekleştirsek de Dünya Kupası gibi önemli bir organizasyonda iletişim çözümleri sunmak; işin kritikliği ve hata kabul etmemesi sebebiyle bizim için motivasyon kaynağı. Global bir şirket olarak bulunduğumuz her ülkede ‘glokal’ bir yaklaşım izliyor, o ülkenin pazar dinamiklerine uygun davranarak, rekabet gücü elde ediyoruz.
Veri merkezlerinin geleceğini nasıl görüyorsunuz? Yeşil ve hibrit veri merkezlerini değerlendirir misiniz?
Şu an hemen her ülke veriyi milli servet olarak görüyor; küresel risk ve tehditlere karşı korunmak adına veri merkezleri inşa ediyor. Dünyada her alanda sürdürülebilirliği konuşurken veri merkezi gibi gelişmiş teknolojiler barındıran kritik bir yapının da çevreye ve bütçeye tasarruf sağlaması önemli. Bu noktada enerji tüketimine karşı sürdürülebilirliğiyle öne çıkan ‘yeşil veri merkezleri’ kullanacağı sistem ve uygulamalarla çevresel sürdürülebilirlik ve verimlilik sağlayabilir. Yine çeşitlenen ihtiyacın bir sonucu olarak talep artışının yaşandığı hibrit veri merkezleri de ihtiyaca yönelik ölçeklendirilebilen yapılar olarak şirketlere efektif çözümler sunuyor.
Haber Kaynağı:
+ Milliyet